2011 yılının son ayına girerken, geçtiğimiz yılın önemli gelişmelerini gözden geçirdiğimde dijital dünyanın dünya gündeminde ne kadar çok yer aldığını ve artık başlı başına bir oyuncu konumuna yükseldiğini gözlemledim. 2011 yılına şöyle bir bakacak olursak siyaset, bilişim ve ekonomi alanında yaşadıklarımız, gelecek yılı da şimdiden etkileyecek gibi görünüyor.
Körfez bölgesinde, Ortadoğu’da isyan ateşi adım adım yayıldı. Mısır’da, Libya’da yaşananların ardından, şimdi gözler Suriye’de. Bölgedeki hareketlilik ve halkın isyan dalgasında sosyal medyanın gücünü görme fırsatı yarattı. Sosyal medya araçları ile yapılan haberleşme ve ayarlamalar, Ortadoğu’daki isyanın da simgesi oldu. Böylece ünlü takibi için kullanılan Twitter, dostlarla sohbet merkezi olan Facebook farklı bir misyon yüklendi. İşte bu misyonla, sosyal medyanın; geleneksel medya araçları olan gazetelerden, dergilerden, TV ve radyodan çok daha güçlü bir etkisi, kapsamı ve takip edilirliği olduğunu da gösterdi. Belki de bu yüzden Çin, bu yapıları sansürlemeyi, Baidu gibi kendi sosyal medya ağlarını kullanma yolunda ilerlemeyi tercih etti.
Doğal afetler 2011 yılına damgasını vurdu. Japonya’daki deprem ve tsunami, Tayland’daki sel sadece bu ülkelerde ekonomik sıkıntılar yaratmakla kalmadı, bilişim dünyasının da tedirgin olmasına yol açtı. Çünkü dünyanın en büyük sabit disk üreticisi olan bu ülkelerde üretim tesisleri de ciddi zarar gördü. Bu nedenle 2012 yılında PC başta olmak üzere birçok teknoloji ürününün üretiminde sıkıntılar olması, arz sıkıntısı yüzünden fiyatlarda bir miktar yükselişin olması bekleniyor. Çünkü şu anda birçok üretici, stoklarında kalanları tüketerek bilgisayar sunuyor. Arzın talebi karşılaması, iyimser üreticilere göre ilk çeyreğin sonuna kadar çözülecek, fakat fiyatların ne zaman normale döneceği belirsiz. Daha temkinli yaklaşırsak, sorunun sektörü 2012 yılının ortalarına kadar etkilemeye devam edeceği öngörülebilir.
2011 yılının sosyal medya kadar öne çıkan bir diğer olay dalgası da hacker’lar oldu. Birilerinin parasını elinden almayı ve kredi kartı yolsuzluklarını bir kenara bırakan hacker’lar, bu yıl Anonymous ve LulzSec yapılarında gruplanarak Sony, Apple, Nintendo gibi dünya devi şirketleri, CIA ve ABD Senatosu gibi yapıları hedef aldı. Bu saldırılar yanıtsız kalmadı ve güvenlik güçleri bu grupların üyelerinin peşine düştü. Dağıldıklarını açıklasalar da, bu gruplar tüm dünyaya bilgiyi korumanın ne kadar önemli olduğunu, dünyanın önde gelen şirketleri ve devlet kurumlarının da bu konuda ne kadar başarısız olduğunu gösterdi. 2012 yılında eylemler devam eder mi bilinmez, ama güvenlik açıklarını kapatmak, yeni güvenlik önlemleri tesis etmek için herkesin çabalayacağı bir gerçek. Benzer bir gücü Wikileaks de gösterdi ve dünya politikasında kritik bilgileri elde edip yaymanın ne kadar kolay olduğunu gösterdi. Bu yapının kurucusu Assange hapse girse bile, o da bilgiye ulaşmanın ne kadar kolay olabildiğini kanıtladı.
2011 yılı mobilitenin yükseliş yılı oldu. Bu yükselişin 2012 yılında hızını kesmeyeceği, tersine, son yılların en büyük trendi olmaya devam edeceği çok net. Artık bireylerin ofis hayatından özel hayatına kadar her alanda cihaz ve mekan bağımsız olma isteği var. Şirket bilgi kaynaklarına, şirkete ait olmayan kişisel tablet bilgisayar veya akıllı telefonla ulaşma özgürlüğü, şirket IT yönetimlerini düşündürüyor. Çünkü konu artık birkaç katman firewall kurmaktan çok daha fazlasını gerektiriyor ve bu cihazların kullanıcılarını yasaklarla engellemeye çalışmak, bu cihazların ofiste, ofis sisteminde kullanımını engellemek, ‘yasaklar aşılmak içindir’ felsefesiyle daha büyük sorunlara yol açabilir. Bu arada tablet üreticileri de artacak. Örneğin Nokia ilk tabletini, Apple da iTV hizmetini 2012’de kullanıcılarına sunmayı hedefliyor.
Bu mobilitenin riskine bakış. Ama mobilitede farklı fırsatlar da var. Örneğin bir cüzdan ve içindeki kredi kartları, nakit paradan daha güvenli bir yapıyı NFC’li tek bir akıllı telefon sunuyor. Çünkü kişinin PIN şifresi var ve içinde kart bilgileri yüklü olan telefon, çalanın bir işine yaramaz. Oysa cüzdan kaybolduğunda kişi bunu fark edip bankalarını iptal başvurusu ile arayana kadar iş işten geçmiş olabilir. Mobil cihazlar artık mobil cüzdan yapısına hazır. Şimdi önemli olan teknolojiye uygun perakende noktalarının sayısını artırıp, kullanımını yaygınlaştırmak. Bunun için de her ölçekte perakende noktasına çözüm sunabilecek yazılım şirketlerinin hamlelerinin 2012 yılında öne çıkması bekleniyor. Türkiye’de de Bankalararası Kart Merkezi (BKM) 2012 yılının ilk aylarında mobil cüzdan uygulaması ile ilgili ilk tanıtımını yapmayı hedefliyor. Hatta bu uygulamanın da Chip&PIN geçişi, banka kartı kullanımını artırma projesi gibi ulusal bir proje olması hedefleniyor.
Kupon siteleri ve sosyal medya siteleri bu popülaritenin etkisiyle daha çok para kazanmak, daha çok sermaye elde etmek için borsanın yolunu tutuyor. Bunun ilk akla gelen örnekleri Groupon ve Linked-In. Şimdi sırada halka arzı yılan hikayesine dönen Facebook var. Genel kanı 2012 yılında bu dev sosyal network sitesinin de borsada yerini alacağı yönünde.