Bir önceki yazımda Bulut Bilişim konusuna değinmiştim… Avantajlarından ve geleceğinden bahsetmiştim. Bulut Bilişim denince elbette sistemin yapı taşı olan Sanallaştırma çözümünden bahsetmemek olmaz. Peki, nedir bu Sanallaştırma?
Sanallaştırma, mevcut bulunan fiziksel donanıma bir yazılım aracılığı ile mantıksal bölümleme yaparak aynı donanım ile birden fazla fiziksel donanım varmış gibi hizmet alma işidir. Basitçe anlatmak gerekirse; bir bilgisayar içinde gereksinimlerimiz doğrultusunda yarattığımız başka bilgisayar veya bilgisayarların sanal olarak oluşturulması ve çalıştırılmasıdır. Bu sayede temel olarak donanım, bağımlılıklarından kurtularak esneklik kazanır. Bunun yanı sıra artık sayısı giderek artan her bir uygulamanın kümülatif yönetimi, fiziksel yer tasarrufu gibi avantajlar da sunar ve bu noktada da karşımıza sistemin en büyük avantajı çıkar; operasyonel maliyetlerin düşmesi sonucu oluşan verimlilik.
Bir işletmenin mevcut BT altyapısını sanallaştırılmış bir platforma taşıması için çok fazla neden var. Modern iş yapma modelinde BT ile entegre olmamış süreçleri kullanan işletmelerin rakiplerinden geri kalacağı ve pazar payını kaybedeceği bilinen temel bir gerçek. O zaman hedefini büyüme yönünde belirlemiş olan bir işletmenin güçlü BT çözümlerine de ihtiyacı var diyebiliriz. Maliyetleri de göz önünde bulundurduğumuzda, haliyle daha az maliyet ile daha esnek ve daha verimli olmayı sağlayacak BT çözümleri tercih nedeni… İşte bu sebepten ötürü sanallaştırma teknolojileri büyümek isteyen bir firmanın ilk tercihi olacaktır. Bu durumda geriye yalnızca bir soru kalıyor; nasıl?
Detaylı planlama yapılmadan, gereksinimleri net olarak belirlemeden, orta ve uzun vadeli iş planları ile paralel fikirler üretmeden oluşturulan her mimari eksiktir ve umulan faydayı vermekten uzaktır. Diğer yandan, sadece BT yöneticileri değil CIO, CFO gibi üst düzey yöneticilerin de bilgi sahibi olması bir diğer zorunluluk olarak çıkar karşımıza. Dolayısıyla, “nasıl” sorusuna en doğru cevabı vermek zordur, uzmanlık isteyen bir konudur. İşte bu yüzden, katma değerli çözüm sağlayan, kuruma fayda sağlamayı esas alan güvenilir çözüm sağlayıcının tespiti kritik bir tercih olacaktır. Teknoser ile sunduğumuz hizmetler bütünü de tam bu amaca hizmet ediyor aslında. Peki ya işin maliyeti?
Gerçek maliyet, bilinenin aksine satın alınacak donanım ve yazılımların ücretleri ile ilgili değil, o işletmenin iş hedefleriyle paraleldir. Toplam sahip olma maliyeti yaklaşımı ve iş hedefleri, doğru zaman katmanı ile harmanlandığında işletme için gerçek maliyet ortaya çıkacaktır. Şu bir gerçek ki, her işletmenin önce güvenilir, sonra işini çok iyi bilen bir çözüm ortağına ihtiyacı var. Biz de Teknoser’de adımlarımızı, bu konuda en başarılı firma olmak için atmaya devam ediyoruz.